KENEVİR TOHUMU’NUN FAYDALARI – KENEVİR TOHUM YAĞI’NIN FAYDALARI

PROTEİN AÇISINDAN ZENGİNDİR

Kenevir tohumları 9 temel amino asitin tamamını sağlayan bir protein kaynağıdır. Kenevir tohumları neredeyse soya fasulyesi kadar protein içermektedir ve her 30 gram tohumda yaklaşık 3 yemek kaşığı(9.46gram) protein vardır. Amino asitler tüm proteinler için yapı taşıdır. İnsan vücudu bu asitlerin dokuzunu da üretemez bu nedenle kişilerin bunu alması gerekir. Daha az sayıda bitki bazlı gıda tam protein kaynağıdır ve kenevir tohumları vejeteryan ve vegan diyetlerine katkı yapar. Kenevir tohumu özellikle kalp sağlığı için faydalı olan arginin adı verilen bir amino asit bakımından zengindir ve kalp sağlığı için yararlıdır.

DOYMAMIŞ YAĞLAR İÇERİR

Doymamış yağların özellikle OMEGA-3 yağ asitine yararları çoktur. Kenevir tohumları omega-3 bakımından zengindir ve alfa-linolenik asit(ALA) bakımından büyük bir esansiyel yağ kaynağıdır. Vücudumuz esansiyel yağ asitlerini üretemez ve bu vücut için ve sağlığımız için çok önemlidir ayrıca omega-3’lerin omega-6’lara oranıda oldukça önemlidir. Genel olarak insan vücudu çok fazla omega-3 ve omega-6 tüketme eğilimindedir eğer diyetlere ve beslenmemize kenevir tohumunu eklersek bu dengeyi sağlamaya yardımcı olacaktır. 2015 yılında yapılan bir hayvan araştırmasının sonuçlarına göre, tavukların diyetine kenevir tohumu ve kenevir tohumu yağı dahil etmek, yumurta sarısında artan seviyelerde omega-3 ve daha sağlıklı bir omega-3 ile omega-6 oranına yol açmıştır. Ayrıce kenevir tohumlarının doymuş yağ oranı düşüktür ve trans yağları içermez.

KENEVİR TOHUMU VE TOHUM YAĞI BOL LİF İÇERİR

Kenevir tohumundaki lifin çoğu kenevirin dış kabuğunda veya kenevirin kabuğunda bulunur. Bunula birlikte kenevir tohumları yaklaşık 1,2gram lif içerir. Her gün düzenli ve yeterince lif tüketmek;
-İştahı azaltmak
-Kilo konusunda yardım
-Kan şeker seviyesini dengelemek
-Bağırsak sağlığını geliştirmek için faydalıdır.

ZENGİN MİNERAL VE VİTAMİN KAYNAĞI

Kenevir tohumları etkileyici bir dizi vitamin ve minerel içerir.
Kenevir tohumu özellikle şu yönlerden zengindir;
-E vitamini
-Magnezyum
-Fosfor
-Potasyum
Kenevir yağı ayrıca çok derece iyi bir demir, çinko ve B vitamini kaynağıdır ve ayrıca kenevir tohumu niasin(B3 vitamini), B2 vitamini, tiamin(B1 vitamini), B6 vitamini ve folat(b9 vitamini) bakımındanda oldukça zengindir. Bazı araştırmalarda ise kenevir tohumunun çeşitli olumlu sağlık etkilerine sahip olduğu görülmektedir.

BEYNİNİZİ KORUR

Kenevir tohumlarında bulunan CBD bileşiği nörolojik koşullara yardımcı olabilir. Food Chemistry dergisinde yayınlanan bir araştırma kenevir tohumu ekstresinin laboratuar testlerinde antioksidan etkilerine sahip olduğunu buldu. Bu etkiler kenevir tohumlarının CBD içeriğinden kaynaklanıyor olabileceği düşünülmüştür. 2018’den bir incelemenin sonuçları, CBD’nin ve tohumlardaki diğer bileşiklerin nöroprotektif, anti-enflamatuar etkilere sahip olabileceğini ve ayrıca bağışıklık sistemini düzenlemeye yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.

KALP SAĞLIĞINI ARTIRIR

Tıp topluluğu, omega-3 yağ asitlerinin kalp sağlığını iyileştirdiğine ve aritmi ve kalp hastalığı gibi sorunların riskini azalttığına inanıyor. Kenevir tohumları yüksek düzeyde omega-3 içerir ve sağlıklı bir omega-3 ila omega-6 yağ asitleri oranı içerir. Tohumlar ayrıca nitrik okside dönüşen bir amino asit olan yüksek seviyede arginin içerir. Nitrik oksit, arter ve ven genişlemesi için gereklidir ve kan damarı duvarlarının pürüzsüz ve elastik kalmasına yardımcı olur. Kan basıncını düşürmek, sağlıklı bir diyet yemek ve çeşitli egzersiz türlerine katılmak kalp yetmezliği riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

İLTİHAPLARI AZALTIR

Kenevir tohumlarındaki omega-3 miktarı ve tohumların sağlıklı omega-3 / omega-6 oranı birlikte iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir. Ek olarak, kenevir tohumları, anti-enflamatuar etkilere sahip olabilen çoklu doymamış bir yağ asidi olan zengin bir gama linolenik asit (GLA) kaynağıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalar, GLA’nın bir iltihap azaltıcı özelliği görülmektedir. Bununla birlikte, insanlarda yapılan son araştırmalar, asidin her zaman etkili olmadığını göstermektedir. The European Journal of Pharmacology dergisinde yapılan bir inceleme, insanların GLA’yı çok karmaşık bir şekilde işlediğini belirtmektedir; bu, insanlarda yapılan çalışmaların neden hayvanlar üzerindekilerden daha çeşitli sonuçlar verdiğini açıklayabilir. Bu çalışmalara bakarken, araştırmacıların genellikle yüksek konsantrasyonlarda kenevir tohumu özü kullandıklarını ve tohumları yemenin daha az dramatik etkiler üretebileceğini not etmek önemlidir. Enflamasyonu azaltmak, aşağıdakiler gibi kronik hastalıkların semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilir:
-Metabolik Sendrom
-2 Tip Diyabet
-Artrit
-Kalp Hastalığı
-Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalıkları.

DERİ VE CİLT HASTALIKLARINA İYİ GELİR

Atopik dermatit (AD) ve akne, her ikisi de kronik inflamasyondan kaynaklanabilir. Kenevir tohumlarındaki anti-enflamatuar bileşikler yardımcı olabilir. Diğer olası diyet nedenleri arasında akne, omega-3 eksikliğiyle bağlantılı olabilir. Kenevir tohumlarındaki yüksek omega-3 içeriği akne semptomlarını yönetmeye ve azaltmaya yardımcı olabilir. Bir 2018 incelemesi, diyet değişikliklerinin cilt hastalıkları üzerindeki etkilerini araştırdı. Yazarlar, daha fazla omega-3 yemenin akne semptomlarını iyileştirebileceğine dair kanıt bulurken, etkilerin kapsamını belirlemek daha fazla araştırma gerektirecektir. Yazarlar ayrıca prebiyotiklerin ve bitki liflerinin AD semptomlarını yönetmeye yardımcı olabileceğini belirtiyorlar. Kenevir tohumları, zengin bir bitki lifi kaynağıdır.

ROMATİZMAL EKLEM İLTİHABINA İYİ GELİR

Romatizmal ekrem iltihabı otoimmün bir durumdur. Bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasına neden olarak eklemlerde iltihaplanmaya neden olur. 2014 yılında insan hücrelerinde yapılan araştırmalar, kenevir tohumu yağının anti-romatizmal etkilere sahip olabileceğini öne sürdü. Bununla birlikte, 2018 yılında yapılan bir inceleme, kanabinoidlerin romatizmal hastalıkları etkili bir şekilde tedavi edebileceğini gösteren kesin kanıtların bulunmadığını buldu. Yazarlar, daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.